ÇOCUKLARIMIZA YAŞAM BOYU KILAVUZLUK ETMEK ZORUNDAYIZ…

ÇOCUKLARIMIZA YAŞAM BOYU KILAVUZLUK ETMEK ZORUNDAYIZ….

Sevgili Anne ve Babalar;

“Eğitim anne dizinde başlar; her söylenen sözcük, çocuğun kişiliğine konan bir tuğladır” şeklinde bir cümle ile sözlerime başlamayacağım. Topu sadece annelere atmak pek de doğru olmaz. Eğitim ilk olarak ailede (anne ve baba dahil) başlar!

Toplum olarak kalkınmak için; sağlıklı düşünen, soran, sorgulayan, araştıran, sorumluluk sahibi gibi olumlu özelliklere sahip bireylerin yetişmesinin temeli ailede atılmaktadır. Aile, çocuğa ilk eğitimin verildiği yerdir. Her şeyden önce aile, bir okul öncesi eğitim kurumu olarak kabul edilmektedir. Çocuk okula doğru ve yanlışlarıyla gelir ve okula başladıktan sonra, ailenin bu işlevinin bir kısmını eğitim kurumları üstlenmektedir. Ancak aile, hiçbir zaman çocuğun eğitiminden kendini bütünüyle soyutlamış olamaz.

Özel okullara gönderilen çocukların bir kısmı, aileleri tarafından özel okul anlayışı ile “zaten özel okula gidiyor, bir de ben mi ilgileneceğim? Nasıl olsa parayı veriyorum, geriye kalan her şey okulun görevi!” düşüncesiyle aslında büyük bir yanılgıya düşüyorlar. Sizlere bir soru sormak istiyorum. Çocuklarınızı evlendirdikten sonra da mı aynı şeyi düşünüyorsunuz? Tabi ki hayır! Çocuklarımıza anne ve baba olarak her zaman için yaşam boyu kılavuzluk etmek zorundayız…. Yanımızda olup olmadıkları önemli değildir….

Çocuk, okul hayatına başladığında da aile, çocuğun eğitimi konusunda ona yol göstermek, onu yönlendirmek, okulla sürekli iletişim halinde olmak zorundadır. Tabi ki şu an için okullar bir süreliğine uzaktan eğitimle yola devam etmekte ve artık ev ortamı okul ortamı olarak yerini almıştır. Biliyorum bazı anne ve babalar tam gün çalışmak zorunda kalıyorlar ancak eve geldiğimiz zaman bile çocuklarımıza ödevlerinde veya gün içinde görmüş olduğu dersler konusunda kılavuzluk yapabiliriz…. Her anne babanın eğitim düzeyi iyi olmayabilir. Ama buradaki en önemli nokta “çocuğunuzun eğitimini umursamak (önemsemek), dikkate almak” tutumuyla doğru orantılıdır.

Bir örnek verecek olursam; ben matematik eğitimcisiyim. Matematik eğitimi ve öğretimi konusunda pek çok araştırma yapmış ve 14 yıl ilköğretim düzeyi çocukların bulunduğu okullarda çalışma fırsatı yakalamış bir eğitimciyim. En çok dikkatimi çeken nokta; anne veya baba aile ortamında “matematik zor bir ders, zaten bu dersi okulda hiç anlamazdım, matematik öğretmenimi de hiç sevmezdim, vs. …” gibi sözleri sürekli kullanıyorsalar, aynı şekilde çocuk üzerinde de matematiğe karşı olumsuz tutum gelişiyor ve matematik dersine karşı anti sempati artmaya başlıyor. Anne veya babada geçmişten var olan bir matematik kaygısı varsa, bu doğal olarak çocuklara da olumsuz yönde yansıtılıyor…. Lütfen var olan bu tarz durumlar mevcutsa, bu yanlışlardan kaçınmaya çalışalım.

Yapılan bilimsel araştırmalar ışığında, anne ve babalar, kendilerini çocuklarının okul yaşamlarının bir parçası olarak hissettiklerinde eğitime daha çok değer verdikleri görülüyor. Aile tarafından öğrenmeye ve başarılı olmaya güdülenir, ödevlerinde kılavuzluk edilir, çalışma ortamı sağlanan, çalışmanın yanında eğlenmeyi de içeren bir çalışma programı hazırlanan, düşüncelerine saygı gösterilerek fikirlerini açıkça söylemeye ve böylece yaratıcılığa teşvik edilen çocuğun öğrenmeyi gerçekleştirmesinin daha kolay olduğu görülmektedir. Böyle bir ortam çocuğun kişilik gelişiminde de önemli  bir rol oynayacak, toplum içinde daha rahat bir yer edinmesini sağlayacaktır. Bunu sadece okul yılları olarak düşünmemeliyiz. Bu tamamiyle çocuğunuzun yaşamının bir parçası veya yaşam şekli haline gelecektir. Aksi durumda, anne ve baba tarafından desteklenmeyen, rehberlik yapılmayan her koşulda çocuktan çalışması istenen başarısız sonuçlar ortaya çıkacaktır. Çocuk başarısız olarak nitelendirilemez, başarısızlığına yol açan etkenler araştırılıp düzeltilmeli ve unutulmamalıdır ki her çocuk özeldir, önemli olan çocuğunuzun yetenekli olduğu şeyi keşfetmektir. Sonuç olarak önemli olan çocuğumuza doğru bir şekilde her daim bir gölge olarak kılavuzluk etmek, çocuğumuzun planlı ve disiplinli bir şekilde eğitimine devam etmesini sağlamaktır.

Çevremde gördüğüm yanlış düşüncelerden bir diğeri de şudur: “zaten eğitim koptu, çocuklar çok şey kaybetti, yok olmaya yüz tutmuş bir nesil var, e napayım, ne canımı ezeyim …” düşüncesiyle hareket eden aileler mevcut ne yazık ki! Şunu unutmayalım ki şu an böyle düşünüyorsanız ve çocuk eğitimden, disiplin ve planlı çalışmaktan kopmuşsa, bu gelecekte size de yansıyabilecektir. Bu durum sadece eğitimle doğru orantılı olmayıp, çocuğun gelecekteki iş yaşamını ve kuracağı aile yaşamını da doğrudan etkileyebilecektir …

Gelişen ve değişen dünyaya uyum sağlayan bireylerin yetişmesinde ailenin büyük bir rolü vardır. Bireylerin ilk eğitimlerini ailede aldıkları düşünüldüğünde aile eğitiminin önemi kendini göstermektedir. Günümüz çocuklarının, ebeveynlerinin çocukluklarından çok farklı bir dönemde yaşaması, buna bağlı olarak da istek ve gereksinimlerinin farklı olması anne ve babaları, birçok konuda ne yapacağını bilemez hale getirmiştir. Bu sebeple ebeveynlerin kendilerini geliştirmeye, yenilemeye, çocuklarını daha iyi tanımaya ve çocuklarıyla iletişimlerini güçlendirmeye ihtiyaç duymaktadırlar.

Bu yazıda “AİLE” kavramına dikkat çekerek ne kadar önemli olduğunu vurgulamaya çalışarak sizlerle bazı düşüncelerimi paylaşmaya çalıştım. Eminim ki herkes bir nebze olsun kendinden bireyler bulmuştur bu yazıda…. Ne yazık ki zor bir süreçten geçiyoruz…. Evet kolay değil, ama önemli olan bu zor süreci en az zararla atlatmaktır. Sorumluluk bilinci içerisinde olmamız çok önemlidir. Bunu tekrardan pandemi sürecinde de gördük. Kendimize ve çevremize olan sorumluluklarımızı yerine getirmediğimiz zaman, sonuçları pek de iyi olmuyor. Aynı şekilde çocuklarımız için de aynı duyarlılıkta olup, onlara bu zor süreçte eğitimleri (uzaktan eğitim) konusunda iyi bir kılavuzluk yaparak (ödevleriyle ilgilenerek, eğitimlerine olumlu tutum içerisinde bakarak, kısa süreli de olsa birlikte ders çalışarak, araştırma yaparak ve kitap okuyarak, vs. ) bunu da en iyi şekilde aşabileceğimize inanmaktayım….

Unutmayalım ki sağlık ve eğitimde yapılan hataların telafisi çok zordur ve bazen düzeltilmesi mümkün bile olmayabilir …

Saygı ve sevgilerimle …

Sağlıcakla kalın ….

Yrd. Doç. Dr. Meryem GÜLYAZ CUMHUR